15 Temmuz 2010 Perşembe

Sex and the City


Biz aslında geç tanışmıştık, hepimiz 18 yaşındaydık sanırım.. Dört kız.. O zamana kadar hiç kız grubum olmamıştı, bilakis küçümserdim.. Zaman geçti, başımızdan birsürü şey geçti ve ben değerini anladım kız arkadaşlarımın.. O zamanlar "Sex and the City"nin en revaçta olduğu zamanlardı, hiçbirimiz düzenli olarak izlemesek de kendimizi öyle hissetmek hoşumuza gitti hep:)




Sonra geçen yıl doğum günümde canım arkadaşlarım bana dizinin ilk sezonunu hediye ettiler.. Aradan geçen bir yılda bir türlü izleyemedim.. Geçenlerde izlemeye başladım ve bayıldımmmm.. Şimdi ikinci sezonu izliyorum büyük bi zevkle..



Bir yıl sonra izlemeye başlamaya sebep olan şeyse bu kitap: "Carrie Günlükleri".. Carrie'nin 16 yaşını anlatıyor, nasıl yazar olduğunu, nasıl Carrie olduğunu.. Başta filmler gibi ticari bi amaçla çıktığını düşünüp almak istememiştim ama öyle bile olsa çok keyifli.. "Sex and the City" izlemiş olmanız ya da olmamanız pek farketmiyor aslında okumak için çünkü Candace Bushnell'ın tüm kitapları (Bknz: Edepsiz Sarışın, Dört Sarışın, Ruj Ormanı*,Beşinci Cadde*) gibi güzel, okunulası.. Bu seneden başlayarak 3 sene boyunca birer kitap gelicekmiş ilgililere duyurulur..

..

1 Temmuz 2010 Perşembe

birbirimize söyleyemediğimiz onca şey..

Enfesti.. Yine..
Marc Levy gerçekten çok beğendiğim yazarlardan biri..
Yıllar önce çok sıkıntılı bi zamanda "Sonsuzluk İçin Yedi Gün" isimli romanını okuyup hayran kalmıştım..
Sonra "Neredesin"i okudum ve yine hayran odum kendisine..
Şimdi yine çok sıkıntılı bi zamanımda son romanını okudum.. "Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey"..
Okunmalı..
Diğer romalarını okumak için sabırsızlanıyorum ama bekliyorum..
Ya biterse hepsi diye korkumdan, sıkıntılı zamanlarıma saklıyorum..


..